Yeni sezonda %20 indirim 400 tl ve üzeri ücretsiz kargo Aynı gün kargo 14 gün içinde değişim ve iade garantisi
Ne yersek o oluruz, ne giyersek o oluruz, ne düşünürsek o oluruz… Aslında ‘’karma’’ düşüncesinin, biraz daha basit biliş düzeylerinde anlaşılabilir bir hale getirilişi gibi de düşünebiliriz bu mottoyu. Şimdi şöyle bakalım; yepyeni bir ortama girdik. İnsanlar ilk önce bizim beynimizin içerisindeki, bunca zaman bizi biz yapan düşüncelere mi önem verecekler; yoksa giyim tarzımıza, nasıl bir makyaj yaptığımıza, görünüşümüzdeki temizliğe mi önem verecekler?
Cevabı sesli bir şekilde söyleyelim ; TABİKİ DIŞ GÖRÜNÜŞÜMÜZE.. Bununla alakalı söylenmiş çok güzel bir söz de vardır; İnsanlar birbirlerini dış görünüşleri ile karşılar, düşünceleri ile uğurlarlar. Bu ne demek oluyor? İlk etapta dış görünüşüne önem göstereceksin !
YİYECEKLERİN DE RUHU VAR VE YEDİKLERİN SENİN HEM RUH HALİNİ HEM DE BEDENİNİ DEĞİŞTİRİYOR…
Duyguların tanımı; bir noktada, vücudun kimyasal tepkimelere yanıtı olarak yapılıyor. Bu durumda yukarıdaki tezler gerçekten de doğruluğunu kanıtlar nitelikte.
Bir Hint inanışına göre ; evrende , enerjisel boyutta üç özellik var.
Sattva : saflık
Rajas: hareket ve tutku
Tamas: karanlık,ölü, durağanlık
Evrende herhangi bir şey form aldığında, bu özelliklerin hepsini biri baskın olacak şekilde birlikte ele alır. Yani; madde dünyasında bulunan herşeyde bu üç özellik de mevcuttur. Örneğin; yaptığınız bir eylemin kendisi size ve / veya çevrenize zarar vermesinden dolayı rajasik olabilir, ama bu eylemi başlatma sebebiniz sattvik olabilir. Burada, baskın olan özelliğin ne olduğu önem kazanmaktadır. Besin maddeleri de evrende bulunan diğer herşey gibi bu üç özelliği bünyelerinde barındırırlar.
Besinlerden yola çıkarak , felsefenin alt temelini kavrayabildiysek; şimdi bu felsefe bize giyimimizde nasıl yardımcı olacak? Bunu birkaç maddede inceleyelim;
Bedenini sev , beden ölçülerinin farkında ol! Vücudunun şekline hakim ol yani farkında ol. Belin ince ve kalça ölçülerin gereğinden fazla büyük ise , bel üzerinden bir kemer kullan ve kendini daha iyi hisset mesela. Yada göğüslerini ön plana çıkartmak istiyorsan, aynı anda bacakların da ön plana çıkmayacak bir kombini dene bir gün de… Bakışlar; tam istediğin noktalarda gezecek ve sen de bunun keyfini çıkaracaksın!
Hareketine göre giyin! Gideceğim yer neresi? Evvela kendine şu soruyu sormayı alışkanlık haline getir kombinlerini seçmeden. Şu an nereye gidiyorum ve nasıl hissetmek istiyorum? Yanıtın; rahat hissetmek ise daha business style kafalarından uzak, daha trendy ve aynı zamanda rahat kombinler tercih edebilirsin.
Basic modellerini kendi tarzına göre belirle! Biliyoruz ki hemen hemen her markanın kendi bünyesinde BASIC olarak adlandırdığı parçaları var. Fakat bu demek olmuyor ki; onların basic modelleri illa ki senin de basic modelin olmak zorunda! Kendi tarzına göre , sürekli kullanıyor olduğun yada kullanmadan rahat edemediğin, hayatını kolaylaştıran ve hemen hemen her kombine rahatlıkla sokabileceğin, her kategoriden bir ‘’basic’’ belirle. Örneğin; Trençkot kategorisinde muhakkak diz altı yada ayak bileğinde sonlanacak bir siyah hakim yaka trençkotun bulunsun. Yada ; uzun kollu, sıfır kol, askılı olmak üzere siyah, beyaz ve gri badilerin muhakkak o basiclerin arasında yer alsın. Bunun için; Pua Fashion’ın tüm kategorilerinden kendine şahane ,uzun süre kullanabileceğin kalite ve dikim özelliğine sahip parçaları edinebilirsin.
HER AKIM ,KENDİNE BİR GİYİM YARATMADI MI?
Dünya genelinde şu ana kadar oluşmuş olan; kültürel,siyasi , sanatsal ve bilimum düşünce içeren her akım, kendine bir yemek tarzı, bir yazı tarzı, bir sanatsal pencere ve bir giyim tarzı oluşturmuştur. Buna tabiiki dönemlerin jeopolitik konumları ve geleneksel algıları da etkilidir lakin özellikle tarihte şu görülüyor ki; insanlar gerçekten o dönemde neye ihtiyaç varsa ona yönelirken, düşünce akımlarına göre yönelmeyi de es geçmemişler. Mesela; Fransa’da yaygınlıkla peruk kullanımının olması, o dönemin Fransa’sında su sıkıntısı hatta su dağıtım sıkıntısı oluşundan dolayı insanların banyo yapmakta zorlandıkları için saçlarını bitlenme durumlarına karşın kazıtmalarını gerektirmesinden , yani bir ihtiyaçtan doğmuştur. Şu an ise günümüzde saçı olan olmayan herkes kombinine göre peruk kullanabilmekte ve hatta bunu tamamlayıcı olarak da tercih edebilmektedir.
Yani görüyoruz ki; ihtiyaç ve düşünce giyim tarzımızı önemli noktada etkilemiş tarih süresince, etkilemeye de devam edecek!